SpaceX’in İnsanlık İçin Büyük Adımı

Burcu Kuzucu
3 min readJun 5, 2020

2020 yılının başından beri tıpkı bir bilim kurgu filmi izler gibiyiz. Yaşama dair başımıza gelen tehditler, geleceğe dair keşif özgürlüğünü ve insanların kendini gerçekleştirmesine yönelik atılımları da beraberinde getirdi.

2020 yılı tüm hızıyla tarihi yazmaya devam ederken geçtiğimiz günlerde bu duruma bir yenisi daha eklendi. Elon Musk’ın şirketi SpaceX, iki NASA astronotunu Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderdi. 27 Mayıs günü planlanan fakat hava koşulları sebebiyle 30 Mayıs günü gerçekleşen fırlatma işlemi, 1969 yılında Ay’a gönderilen ilk uzay aracının fırlatıldığı Kennedy Uzay Merkezi’nden yapıldı. Amerikalı astronotlar Doug Hurley ve Bob Behnken, yaklaşık 19 saat süren yolculuk sonrası Uluslararası Uzay İstasyonu’na ulaştılar.

1958 yılında kurulan ve çalışmalarını yürüten NASA, 2011 yılından beri mürettebatlı uçuş projesini askıya alması sebebiyle her seferinde astronotlarını uzay istasyonuna taşımak için Rus Soyuz aracını kullanıyordu ve Rusya’ya koltuk başına 85 milyon dolar ödeme yapıyordu.

Rusya’ya yapılan masraftan ve bağımlılıktan kurtulmuş olan Amerika, SpaceX‘in bu başarısı sayesinde 2011 yılından beri yapılamayan ABD merkezi uzay yolculuğunu topraklarına geri getirmiş oldu. Ayrıca Amerika, uçuşun başarıyla tamamlanmasının uzay endüstrisi için atılacak diğer adımları cesaretlendireceğini de belirtiyor. Çalışmalarına hız verecek olan NASA, Trump’ın açıklamarına göre 2024 yılında Ay’a ilk seferini düzenlemeye hazırlanıyor.

SpaceX için küçük insanlık için büyük bir adım!

Yaşanan tarihi sefer, SpaceX’in Ay’a ve Mars’a gitme görevleri için ilk adım olma özelliğini taşıyor. Asıl hedefinin ise Kızıl Gezegen’de insanoğlunun dünya dışındaki ilk yerleşim yeri olacak bir koloni kurmak olduğunu belirten Elon Musk, bu isteğini gerçekleştirecek gibi görünüyor.

Şuan kulağa biraz garip geliyor olabilir, henüz Dünya’da bile rahat gezemiyoruz bırak Mars’a gitmeyi diyebilirsiniz belki de ama birilerinin bir yerlerde bu iş için çalışıyor olmaları umut verici.

Belki Korona veya yaşanacak benzeri pandemiler sonrası insanlığın sonu tamamen gelmiş olmayacak, şimdi yaşadığımız felaketlerden mevcut yaşam tarzlarımızı değiştirerek bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz fakat öngörülememezliklerle dolu hayatta belki de hepimizin birgün Dünya’dan kaçmaya ihtiyacı olabilir.

Bu bağlamda insanların bu dünyanın dışında ne olduğunu ve varolanı nasıl kullanabileceklerini keşfetme düşüncesini ve merakını; diğer varlıklardan daha fazla arazi alanını işgal etme isteğini; hayatta kalabilmek ve varlığını sürdürebilmek için diğer gezegenleri kullanma fikrini yargılamak, bu konuda insanı bencil olarak nitelendirmek doğru bir yaklaşım olmayabilir.

Eğer zamanında dinozorlar da bizim gibi düşünebiliyor olsaydı eminim onlar da varlıklarını sürdürmek için bir şeyler yapmak isterdi.

Şuan her şey sadece bu gezegensel bedendeki varlığımıza ve yakın gelecekte bir şeylerin ortaya çıkma ve varlığımızı tamamen yok etme olasılığına bağlı. Salgınlar, doğal felaketler, küresel soğuma, sürekli artan nüfusa bağlı tükenen kaynaklar, insanlığın ve neslin devamını tehdit etmeye devam ederken bu dünyadan başka bir yerde yaşam olduğunu bilmek, ileride bir şekilde insanlığın süreceğine dair inancı içimizde filizlendirebilir.

Bizim o günleri görüp göremeyeceğimiz henüz netlik kazanmamış olsa da bu tarz gelişmeler insan türünün hayatta kalabilmesi için umut ışığı olmaya devam ediyor.

Bu yazı ilk olarak burcukuzucu.com adresinde yayınlanmıştır.

--

--